top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıAv. Talat Irmak

LİMİTED ŞİRKETLERDE ESAS SERMAYE PAYININ ÇIKARILMASI VE SONUÇLARI

LİMİTED ŞİRKETLERDE ESAS SERMAYE PAYININ ÇIKARILMASI VE SONUÇLARI


Talat IRMAK


ÖZET

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun getirdiği yenilikler ışığında, limited şirketlerde esas sermaye payının çıkarılması, bu hususta nama yazılı pay senedinin hukuki niteliği ve esas sermaye pay senedinin çıkarılmasının sonuçları incelenmeye çalışılacaktır.


Anahtar kelimeler: Limited şirket, nama yazılı pay senedi, kıymetli evrak


I. LİMİTED ŞİRKET ESAS SERMAYE PAYININ ÇIKARILMASI

A. LİMİTED ŞİRKETİN TANIMI

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 573’te “Limited şirket bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur.

Ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler.” denilmek suretiyle limited şirket tanımlanmıştır.


B. ESAS SERMAYE PAYI

Yukarıdaki tanımdan da anlaşıldığı üzere limited şirket, esas sermayesi belirli olan ve bu sermayenin, sermaye payları toplamından oluştuğu şirkettir.

Limited şirkette esas sermaye payı, ortağın şirketin esas sermayesine katılımının asgari miktarını gösterir ve bu da nakitle ifade olunur[1].

Esas sermaye payı bir ortağın ortaklık ilişkisinden kaynaklanan hakları ve yükümlülüklerinin tamamını ifade eder ve ortak sıfatını oluşturur. Yani esas sermaye payı, ortağın ortaklık ilişkisi çerçevesindeki hakları ve yükümlülüklerinin çıkış noktasıdır. Bir limited ortaklıkta ortak sıfatı zorunlu olarak en azından bir esas sermaye payının iktisabına dayanır. Bu sıfat devredilebilir, rehnedilebilir, haczedilebilir veya üzerinde intifa hakkı tesis edilebilir[2].

TTK madde 583/1’de şirket sözleşmesinde esas sermaye paylarının itibari değerlerinin en az 25 TL olarak belirlenebileceği düzenlenmiştir.

Esas sermaye paylarının itibari değerleri farklı olabilir. Ancak, esas sermaye paylarının değerlerinin 25 TL veya bunun katları olması şarttır (TTK m.583/2).

Bahsi geçen maddeden de anlaşıldığı üzere esas sermaye payı kural olarak 25 TL’den aşağı bir bedelle çıkarılamaz. Bu kuralın istisnası ise TTK m.583/1 son cümlede düzenlenen, şirketin durumunun iyileştirilmesi amacıyla bu değerin altına inilebileceğidir.

TTK m.583/2’de esas sermaye payının itibari değere göre hesaplanmasının, esas sermaye payının bölünmesi anlamına gelmediğinden bahsedilmiştir. Bu husus madde gerekçesinde açıklanmıştır. Yine aynı maddenin gerekçesinde “bir ortak = bir pay” yani payın bölünmezliği ilkesinin belirli bir yararının bulunmadığı, aksine payın kısmi devrinde bölünme gibi güçlüklere yol açtığından bahsedilerek, eTTK’daki payın bütünlüğü kuralının neden terkedildiği açıklanmıştır[3].

1.Nama Yazılı Pay Senedinin Çıkarılması

TTK m. 593/2’ye göre esas sermaye pay senetleri ispat aracı şeklinde veya nama yazılı olarak düzenlenebilir.

Ayrıca ister ispat aracı şeklinde ister nama yazılı olarak düzenlenmiş olsun, ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerinin, ağırlaştırılmış veya bütün ortakları kapsayacak biçimde düzenlenmiş rekabet yasağının ve şirket sözleşmesinde öngörülmüş önerilmeye muhatap olma, önalım, gerialım ve alım haklarının, bu senetlerde açıkça belirtilmesi şart koşulmuştur (TTK m.593/2).

Bu kayıtların senette yazılı olması açıklık sağlamak amacıyladır. Aynı kayıtların esas sermaye payının devrinde devir sözleşmesine de yazılması gerekir[4].

TTK m. 593(2)’deki içeriğin nama yazılı pay senetlerinde yer almasının sebebi, gerekçede senedin şirket sözleşmesine bağlılığı olarak ifade edilirken, iyi niyetle iktisaba ilişkin hükümlerin uygulama alanı bulmamasından ötürü senedi sonradan iktisap edecek üçüncü kişinin korunmayacak olması da doktrinde eleştirilmektedir. Ayrıca anılan içerik tescil ve ilan edilen şirket sözleşmesinde ve hatta pay devir sözleşmesinde de yer alacağından limited şirket pay senedini devralan kişinin bu hususları bilmediğini ileri sürmesi her halükarda mümkün olmayacaktır. TTK m. 593(2)’de düzenlenen içeriğin limited şirkette çıkarılabilecek nama yazılı pay senedinde yer almaması halinde, bu senet zorunlu şekle uyulmaması sebebiyle geçersiz olacaktır[5].

Limited şirketlerde pay senedi çıkarma yetkisi müdürlerdedir. TTK m. 625’te “Müdürler, kanunların ve şirket sözleşmesinin genel kurula görev ve yetki vermediği bütün konularda görevli ve yetkilidir.” denilmiştir. Dolayısıyla genel kurula bu yönde görev veren bir hüküm bulunmadığından aksi şirket sözleşmesinde kararlaştırılmadıkça bu yetki müdürlerdedir. Bu konuda karar alma yetkisi genel kurula bırakılabilir. Çünkü bu konu müdürlerin devredilemez ve vazgeçilemez görevleri arasında sayılmamaktadır.



a. Nama Yazılı Sermaye Payının Kıymetli Evrak Olup Olmadığı Sorunu


TTK m.645’te “Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunların içerdikleri hak senetten ayrı olarak ileri sürülemediği gibi başkalarına da devredilemez.” Denilerek kıymetli evrak tanımlanmıştır.

Bu tanım ışığında kıymetli evrakın temel özellikleri; kıymetli evrakın içerdiği hak devredilebilir niteliktedir, senet ile hak arasında güçlü bir bağ vardır, sıkı şekil şartlarına bağlıdır ve soyutluk ilkesi geçerlidir, şeklinde sıralanabilir[6].

Belli bir kişinin adına yazılı olup da onun emrine kaydını içermeyen ve kanunen de emre yazılı senetlerden sayılmayan kıymetli evrak nama yazılı senet sayılır (TTK m.654).

TTK m.647/2’de nama yazılı senetlerin devrinde yazılı devir beyanına gerek olduğunu düzenlemiştir. Ancak limited şirkette nama yazılı senedin devrinde bu madde değil, TTK m. 595 uygulanacaktır.

Yani, esas sermaye payının devri yazılı şekilde yapılır ve noterce onanır. Esas sözleşmede aksi öngörülmemişse devir ortaklar genel kurulunun onayı ile geçerli olacaktır.

Dolayısıyla nama yazılı senede bağlanmış sermaye payının devri, yazılı devir sözleşmesiyle (alacağın temliki) gerçekleşir. Sermaye payının nama yazılı senede bağlı olması, esas sözleşmeyle genel kurul onayının kaldırıldığı durumda anlam ifade edecektir. Esas sözleşmeyle genel kurul onayının kaldırılmadığı durumda, nama yazılı senede bağlı sermaye payının sadece yazılı olarak devredilmesi ve imzaların noterce onaylanması bir anlam taşımayacak, devir ayrıca genel kurulun onayına tabi olacaktır. Ancak bu durumda da şirket, nama yazılı senedin ibrazını talep edebilecektir. Esas sözleşmeyle, genel kurul onayının kaldırıldığı ihtimalde ise, senedin varlığı ortak sıfatının tespiti açısından önemli hale gelecektir. Ortak sıfatının ispatı, ancak senedin ibrazıyla gerçekleşecektir[7].

Anonim şirkette sermaye paylara bölünmüştür. Limited şirkette ise esas sermaye payı, bazı hakların belirlenebilmesi ve kullanılabilmesi amacıyla hesabi olarak bölünür. Payın hesaben bölünmesi, payın verdiği oy hakkının hesaplanmasına ve kar payının belirlenmesine, tasfiye veya yıllık kar payının bölüşülmesine, ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerinin uygulanmasına hizmet eder[8].

Esas sermaye payını içeren nama yazılı senet çıkarılması, paya devir ve dolayısıyla dolaşım kolaylığı sağlamaz. Bu olanak, limited şirket esas sermaye payını ne anonim şirket payına dönüştürmektedir ne de yaklaştırmaktadır. Sadece ispatı ve payın devrinde bazı kolaylıklar sağlamaktadır[9]. Dolayısıyla nama yazılı pay senedinin kıymetli evrak niteliğini taşımadığı görüşü benimsenmektedir.

Öztan, anonim ve limited şirketlerce çıkarılan intifa senetleri ile, hisseli komandit şirketlerce çıkarılan hisse senetlerinin kıymetli evrak niteliğinde olduğunu, buna karşılık limited ve kooperatif şirketlerce çıkarılan senetlerin ise kıymetli evrak niteliğinde olmadığı görüşündedir[10].

Pulaşlı ise, limited şirketlerce çıkarılan bu senetlerin, limited şirket payını anonim şirket payına ne özdeş kıldığı ne de yaklaştırdığı, sadece ispat ve payın devrinde bazı kolaylıklar sağladığı, bu nedenle limited şirketteki nama yazılı pay senetlerine bunun ötesinde bir anlam veya işlev yüklemenin ne caiz ne de mümkün olduğunu savunmaktadır[11].

Şener ise, limited ortaklığın yapısının anonim ortaklığa yaklaştığını ve payın kısmi devrinin daha kolay yapılabilmesine olanak tanındığını belirterek bu görüşün aksini savunmaktadır[12].

II. ESAS SERMAYE PAYININ ÇIKARILMASININ SONUÇLARI

Limited şirketlerde esas sermaye payı çıkarılmasının sonuçları kısaca şu şekilde sıralanabilir;

· Limited şirketlerin kamu borçlarından sorumluluğu, anonim şirketlerde olduğu gibi taahhüt ettikleri esas sermaye payı ile sınırlıdır. İstinası ise ek ödeme ve yan yükümlülüklerdir(TTK m.573/2).

· Limited şirketin esas sermaye miktarı en az 10 bin TL’dir (TTK 580/1).

· Nama yazılı esas sermaye payının devrini veya devir borcunu doğuran işlemler yazılı olmalı ve noter tarafından onaylanmalıdır. Şirket sözleşmesine konulacak bir hükümle pay devri yasaklanabilir(TTK m.595).

· Esas sermaye payı üzerinde intifa ve rehin hakkı kurulabilir. Bu hususta sermaye payının geçişine ilişkin hükümler uygulanır. Esas sermaye payı üzerinde rehin hakkı kurulması genel kurul onayına bağlanabilir.

Esas sermaye payı üzerinde intifa hakkına sahip olan kişi, sermaye payı sahibinin menfaatlerini hakkaniyete uygun bir şekilde gözetmekle yükümlüdür (TTK m.600).

· Limited şirket sermayeye şirketlerindendir. Dolayısıyla limited şirket ortağının alacaklıları, alacaklarını kar ve tasfiye payından almanın yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların İcra ve İflas Kanunun taşınırlara ilişkin hükümlerince haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler(TTK m.133)

· Oy hakkı ortağın hiçbir şekilde vazgeçemeyeceği temel haklarından birisidir.

Ortakların oy hakkı esas sermaye paylarının itibari değerine göre hesaplanmaktadır. Her ortağın en az 1 oya sahip olmaları bir zorunluluk olarak düzenlenmektedir.

Kanun, şirket sözleşmesi ile oy hakkının sınırlandırılmasına veya oy hakkında imtiyaza izin vermektedir. Buna göre payların itibari değerlerinin farklılaştırılması suretiyle oy hakkında imtiyaz kurulabilmektedir. Uygulamada oy imtiyazı, en küçük sermaye payının itibari değerinin diğer esas sermaye paylarının itibari değerleri toplamının onda birinden az olmayacak şekilde öngörülmesi ile gerçekleştirilmektedir(TTK m.618).



III. SONUÇ

Limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi ile kurulabilen, esas sermayesinin belirli olduğu, ortakların sadece taahhüt ettikleri sermaye paylarını ödemekle yükümlü olduğu, kanunen yasaklanmamış her türlü ekonomik amaç için kurulabilen sermaye şirketidir.

6102 sayılı TTK ile esas sermaye pay senetlerinin ispat aracı şeklinde veya nama yazılı olarak düzenlenebilmesi imkanı getirilmiştir. Ancak bu yenilik ispat ve gerektiğinde payın devrinde kolaylık sağlamasının yanında, çıkarılan nama yazılı pay senetlerinin kıymetli evrak olup olmadığı sorununu ortaya çıkarmıştır.

593. maddenin gerekçesinde ise çıkarılan nama yazılı senetlerin, limited şirket esas sermaye payını anonim şirket payına dönüştürmeyeceği ve yaklaştırmayacağı belirtilmiştir. Ancak gerekçenin son cümlesinde ise nama yazılı senedin basit kıymetli evrak kaydını içerdiğini belirtmiştir.

Yukarıda da incelediğimiz üzere bu konuda görüş ayrılıkları devam etmektedir. Benim görüşüm ise, bu düzenlemelerle limited şirket esas sermaye payının anonim şirket payına yaklaştığı ve nama yazılı pay senedinin kıymetli evrak niteliğini haiz olduğu, limited şirketlerde nama yazılı pay senedinin devrinin geçerli olabilmesi için genel kurul onayının ve yapılacak devir sözleşmesindeki imzaların noter tarafından onaylanması hususunun kaldırılması yönündedir.


KAYNAKÇA


Doğrusöz Koşut, Hanife, “Limited Şirkette Nama Yazılı Senede Bağlanmış Esas Sermaye Payının Devir Şartları”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C.22/S.1(2016), s.365-387.


Huysal Sezgin, Ayşegül, “Limited Şirketlerde Nama Yazılı Pay Senedinin Hukuki Niteliği”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C.22/S.1(2016),s.317-346.

Öztan, Fırat (2017) Kıymetli Evrak Hukuku, 21.Baskı, Ankara, Turhan Kitabevi

Poroy, Reha & Tekinalp, Ünal (2013) Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, Çek Kanununun Yorumu İle, 21.Baskı, İstanbul, Vedat Kitapçılık

Pulaşlı, Hasan (2016) Şirketler Hukuku Genel Esaslar, 4.Baskı, Ankara, Adalet

Şener, Oruç Hami (2017) Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku, 3.Baskı, Ankara, Seçkin

Tekinalp, Ünal (2013) Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, 3. Baskı, İstanbul, Vedat Kitapçılık

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu












[1] Pulaşlı, Hasan (2016) Şirketler Hukuku Genel Esaslar, 4.Baskı, Ankara, Adalet. [2] Şener, Oruç Hami (2017) Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku, 3.Baskı, Ankara, Seçkin [3] Gerekçe m.583 [4] Tekinalp, Ünal (2013) Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, 3. Baskı, İstanbul, Vedat Kitapçılık. [5] Huysal Sezgin, Ayşegül, “Limited Şirketlerde Nama Yazılı Pay Senedinin Hukuki Niteliği”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C.22/S.1(2016),s.317-346. [6] Poroy, Reha & Tekinalp, Ünal (2013) Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, Çek Kanununun Yorumu İle, 21.Baskı, İstanbul, Vedat Kitapçılık. [7] Doğrusöz Koşut, Hanife, “Limited Şirkette Nama Yazılı Senede Bağlanmış Esas Sermaye Payının Devir Şartları”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C.22/S.1(2016), s.365-387. [8] Pulaşlı, s.749 [9] Gerekçe m.593 [10] Öztan, Fırat (2017) Kıymetli Evrak Hukuku, 21.Baskı, Ankara, Turhan Kitabevi [11] Pulaşlı, s.748 [12] Şener, s.690

33 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page